fbpx

Evli Çiftler Hastaneden Birbirlerinin Sağlık Verilerini Temin Edebilir mi? (Kişisel Veri İhlali) – 03.02.2022 Tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı

24 Mart 2022

Aile hukukuyla ilgili uyuşmazlıklarda, özellikle boşanma davalarında, delil bulma ve kullanma konusu birçok yargı kararına yansımaktadır. Özellikle boşanma davalarında evliliğin devamının çekilmez hale geldiğini kanıtlamak adına toplanan veriler oldukça tartışılmaktadır.

İş hukuku ve aile hukuku uyuşmazlıklarında bazı veriler, başta türlü delil bulma imkanı yoksa, delil olarak kullanılabilmektedir. Diğer yandan, bu hallerde dahi kişisel veriler sınırsız ve yetkisiz biçimde ihlal edilebilir mi? Konuyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin 03.02.2022 tarihli 2019/20473 numaralı kararını incelemek isteriz.

1.BAŞVURUNUN KONUSU

Başvuru, boşanma davası sırasında delil olarak kullanılmak üzere, kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesine yönelik etkili bir ceza soruşturması yapılmaması nedeniyle başvurucu H.Ö’ nün, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. BAŞVURU KONUSU OLAYIN ÖZETİ

Başvurucu H.Ö ve eşi arasındaki boşanma davası sırasında, başvurucunun eşinin 19.12.2018 tarihinde mahkemeye sunduğu beyan ve delil dilekçesinde, başvurucuya ilişkin hastalık ve tedavi bilgilerini içeren Afyon Karahisar Devlet Hastanesi’nin (‘’Hastane’’) 2014-2015 yıllarına ait raporlarına ve tedavi bilgilerine yer vermiştir. İlgili Hastane raporları ile başvurucu hakkında migren ve anksiyete bozukluğu tanısıyla reçete düzenlendiği, başvurucuya bipolar duygulanım bozukluğu teşhisi konulduğu ve başvurucunun bu kapsamda yatarak tedavi gördüğü gibi bilgiler Mahkemeye delil olarak kullanılmak üzere sunulmuştur. Başvurucunun eşi ayrıca Mahkemeden 2013-2018 tarihleri arası düzenlenen tedavi evrakı ve ilaç reçetelerinin temini için Hastane’ye müzekkere yazılmasını talep etmiştir.

Başvurucu ise evlilik öncesi döneme ait hastane kayıtları, tedavi tarihi ve ilgili reçeteler gibi bilgilerinin özel hayatın ve kişisel verilerin gizliliğinin ihlali niteliğinde olacak şekilde eşi tarafından ele geçirilip dosyaya sunmak suretiyle paylaşıldığını iddia etmiştir. Başvurucu eşinin Afyon Karahisar ilinde doktor olarak görev yaptığını, Hastane tarafından gizli tutulması gereken bilgilere mesleki imtiyazlarını kullanarak usulsüz şekilde eriştiğini vurgulamıştır. Bu kapsamda başvurucu eşi tarafından icra edilen işbu fiillerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (‘’TCK’’) 136., 137. ve 257. maddeleri ile 01.08.1998 tarihli ve 23420 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan Hasta Hakları Yönetmeliği’nin (‘’Yönetmelik’’) 23. maddesine aykırı olduğunu ifade etmiş ve eşi hakkında, görevi kötüye kullanma, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve verilerin paylaşılması suçlarından 20.12.2018 tarihinde şikâyetçi olmuştur.

Ceza soruşturmasını yürüten Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı (‘’Başsavcılık’’) tarafından 06.02.2019 tarihli müzekkereyle, ilgili hastaneden başvurucunun tedavi bilgileri talep edilmiştir. Ayrıca bu bilgilere sorgulama yaparak ulaşan veya çıktı alan tüm kamu görevlilerinin isimleri, görevleri, sorgulamanın tarih ve zaman aralığı ile sisteme girerken kullanılan cihazların bilgisinin tespit edilerek ayrıntılı bir şekilde raporlandırılması istenmiştir.

Hastane 04.03.2019 tarihinde cevap olarak başvurucunun yatarak tedavi gördüğüne dair kayıt bulunmadığı, ayakta tedavi gördüğü dönemlere ait raporların gönderildiğini sorgulamanın ise Adli Kalem Biriminde görevli veri hazırlama kontrol işletmen memuru A.G. tarafından 19.02.2019-04.03.2019 tarihleri arasında cep telefonu ve bilgisayar üzerinden yapıldığını bildirmiştir.

Başvurucunun eşi Başsavcılık’ a verdiği ifadesinde: “Başvurucunun boşanma ve ceza davalarında aleyhine beyanda bulunduğunu hatta migren şikâyetlerinin evlilik hayatında yaşadıklarından dolayı arttığını iddia ettiğini” belirtmiştir. “Bunun üzerine kendisinin de eşinin evlenmeden önceki rahatsızlığı hakkında bilgi sahibi olmak için hastaneye giderek hastane bilgisayarında araştırma yaptığını, araştırma sonucunda bazı rahatsızlıkları olduğunu gördüğünü ancak herhangi bir belge almadığını” beyan etmiştir. Ayrıca “başvurucunun kişisel haklarını ihlal etme niyetinin olmadığını, yargılama esnasında kendini koruma maksadıyla hareket ettiğini, hasta hakları mahremiyetini ihlal etmediğini” ifade etmiştir.

Başsavcılık 13.03.2019 tarihinde kovuşturmaya yer olmadına karar vermiş, kararının gerekçesinde Hastane’nin cevap yazısında yer alan ifadeler ile şüphelinin ifadelerine yer vererek. Tarafların evlilik birliği içinde olmaları dolayısıyla birbirleri ile birinci dereceden yakın olduklarını ve bu kapsamda birbirlerinin kişisel ve sağlık bilgilerine erişebilmelerinde hukuka aykırı bir durum olmadığını belirtmiştir. Bu nedenle şüphelinin eyleminin mahremiyetin ve özel hayatın ihlali olarak değerlendirilemeyeceği, aynı zamanda taraflar arasında devam eden dava kapsamında iddia ve delilleri sunmanın iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı, delil değerlendirmesinin yargılamayı yapan makama ait olduğu görüşüne yer verilmiştir.

Başvurucu bu karara itiraz etmişse de itirazı, Afyonkarahisar 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10.05.2019 tarihli kararıyla, Başsavcılık tarafından verilen kararın usule ve yasaya uygun olduğu ifade edilerek, reddedilmiştir.

Bunun üzerine Başvurucu 11.06.2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

3. İLGİLİ HUKUK

Başvurucunun Başsavcılık’ a yaptığı şikayete ilişkin TCK’ nin ilgili düzenlemelerine bakacak olursak:

TCK’ nin “Özel hayatın gizliliğini ihlal” kenar başlıklı 134. maddesi şu şekildedir:

“Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır”

TCK’ nin “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” kenar başlıklı 136. maddesi şöyledir:

“Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Başvurucunun hasta olarak haklarının ihlal edildiğine yönelik iddiaları hususunda Yönetmelik’in “Kayıtları İnceleme” kenar başlıklı 16. maddesi şöyledir:

“Hasta, sağlık durumu ile ilgili bilgiler bulunan dosyayı ve kayıtları, doğrudan veya vekili veya kanuni temsilcisi vasıtası ile inceleyebilir ve bir suretini alabilir. Bu kayıtlar, sadece hastanın tedavisi ile doğrudan ilgili olanlar tarafından görülebilir.”

Yönetmelik’in “Bilgilerin Gizli Tutulması” kenar başlıklı 23. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“Sağlık hizmetinin verilmesi sebebiyle edinilen bilgiler, kanun ile müsaade edilen haller dışında, hiçbir şekilde açıklanamaz.

Kişinin rızasına dayansa bile, kişilik haklarından bütünüyle vazgeçilmesi, bu hakların başkalarına devri veya aşırı şekilde sınırlanması neticesini doğuran hallerde bilginin açıklanması, bunları açıklayanın hukuki sorumluluğunu kaldırmaz.

Hukuki ve ahlaki yönden geçerli ve haklı bir sebebe dayanmaksızın hastaya zarar verme ihtimali bulunan bilginin ifşa edilmesi, personelin ve diğer kimselerin hukuki ve cezai sorumluluğunu da gerektirir…”

Somut olaya ilişkin 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (‘’KVKK’’) “Özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi şartları” kenar başlıklı 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

‘’Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir.

Özel nitelikli kişisel verilerin, ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır.’’

KVKK’ nin “Veri güvenliğine ilişkin yükümlülükler” kenar başlıklı 12. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“Veri sorumlusu;

a) Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek,

b) Kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önlemek,

c) Kişisel verilerin muhafazasını sağlamak,

amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idari tedbirleri almak zorundadır.

Veri sorumlusu, kendi kurum veya kuruluşunda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasını sağlamak amacıyla gerekli denetimleri yapmak veya yaptırmak zorundadır.

İşlenen kişisel verilerin kanuni olmayan yollarla başkaları tarafından elde edilmesi hâlinde, veri sorumlusu bu durumu en kısa sürede ilgilisine ve Kurula bildirir. Kurul, gerekmesi hâlinde bu durumu, kendi internet sitesinde ya da uygun göreceği başka bir yöntemle ilan edebilir.”

Konuyla ilgili T.C Anayasası’nın “Özel hayatın gizliliği” kenar başlıklı 20. maddesi de şu şekildedir:

“Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.

Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.”

4. İLGİLİ HUKUKUN SOMUT OLAYA UYGULANMASI

Somut olayda başvurucunun eşi, başvurucunun evlilik öncesine ilişkin sağlık bilgilerini içeren bilgilerine ulaşarak bu bilgileri boşanma davasında delil olarak sunmuştur. Başvurucunun söz konusu bilgilerinin kişisel veri niteliğinde olduğu ve kişisel veri niteliğinde bilgilerin hukuka aykırı yollar ile ele geçirilmesinin TCK kapsamında suç olduğu açıktır.

Ayrıca KVKK’ nın işlenen kişisel verilerin aktarılmasının kişinin açık rızasının varlığına bağladığı, 6. maddede özel nitelikli kişisel veri kapsamında sayılan sağlık bilgilerinin aynı maddede belirtilen istisnalar dışında kişinin açık rızası olmaksızın işlenmesinin yasak olduğunun düzenlendiği ve veri sorumlusuna da uhdesinde bulunan kişisel verilerin hukuka aykırı olarak erişilmesini önleyecek tedbirleri alma çerçevesinde yükümlülükler öngörüldüğü vurgulanmalıdır.

Bu kapsamda başvuruya ilişkin yapılacak değerlendirmede, ceza soruşturmasının etkili yürütülüp yürütülmediği ve söz konusu soruşturma kapsamında ulaşılan sonuçların yukarıda belirtilen temel haklara ilişkin yeteli güvenceyi sağlayıp sağlayamadığı üzerinde durulmalıdır.

Başvurunun eşi, başvurucuya ilişkin bilgilerin kendisi tarafından elde edildiğini ikrar etmiştir. Hastan tarafından Başsavcılık’ a verilen cevapta ise kişisel veri niteliğindeki bilgilerin hastane görevlisi A.G tarafından sorgulandığı ve toplandığı belirtilmiştir. Öncelikle Başsavcılık bu tutarsızlığın üzerinde durmamış, bu bilgilere kim tarafından, nasıl, hangi vasıta ile ve ne zaman ulaşıldığına ilişkin gerekli incelemeyi yapmamıştır.

Ayrıca başvurucunun eşinin boşanma davasında 19.12.2018 tarihinde sunmuş olduğu dilekçesinde başvurucuya ait kişisel verileri edindiği anlaşılmasına rağmen Başsavcılığın anılan tarih öncesini kapsayacak şekilde bir araştırma yapmadığı, A.G’ nin ifadesini de almadığı gözetildiğinde soruşturmanın genişletilip gerekli inceleme yapılmayarak olayın tam aydınlatılmadığı anlaşılmıştır.

Başvurucunun eşi tarafından mahkemeye sunulan bilgilerin kişisel veri niteliğine haiz olduğu açık olmasına rağmen Başsavcılık eşlerin diğer eş hakkında birinci dereceden yakını olması nedeniyle kişisel ve sağlık bilgilerine ulaşma hakkının bulunduğu, bu nedenle şüphelinin eyleminin mahremiyetin ve özel hayatın ihlali olarak değerlendirilemeyeceği şeklinde hukuki dayanaktan yoksun gerekçelere dayalı bir karar vermiştir.

5. BAŞVURU SONUCU

Anayasa Mahkemesi söz konusu soruşturmanın etkili ve özenli şekilde yürütülmediğini bu suretle kamusal makamlarca üstlenilmesi gereken pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediğini gözeterek T.C Anayasası’ nın 20. maddesi uyarınca düzenlenen özel hayata saygı kapsamında yer alan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Oğuzhan Bulan (info@oguzkara.av.tr)

Kişisel Fotoğrafların İzinsiz Paylaşılması

Kişisel Fotoğrafların İzinsiz Paylaşılması

Türk Rekabet Hukukunda Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması

Rekabet Hukukunda Uyumlu Eylemler

Miras Yönetiminde Tereke Temsilcisi Atama – Soru & Cevap

Devlet Destekli Konut Kredisi Hakkında Merak Edilenler

Sosyal Güvenlik Kurumu Tarafından Uygulanan İdari Para Cezaları

Anlaşmalı Boşanma Davaları

Boşanma Kararlarının Tanınmasında Yeni Dönem

Boşanmada Velayet – Soru & Cevap

Kadına Karşı Artarak İlerleyen Şiddet

Yatırımcılar İçin Almanya’da Oturum İzni

ADRES

Barbaros Mah. Begonya Sk. A+Live Ataşehir, No:7, 34746 Ataşehir-İstanbul

Okab- Oğuz Kara Avukatlık Bürosu

TELEFON

Pzt – Cum | 09:00 – 18:00

+90 216 807 09 27

E-POSTA

info@oguzkara.av.tr


© 2023 OĞUZ KARA AVUKATLIK BÜROSU (OKAB)

Web sitemizi kullanarak çerezlere izin vermektesiniz. Daha fazla bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Detaylı bilgi için tıklayın.