Sonraki Blog Yazısı
— 27 Şubat 2021
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda (“FSEK”) müzik eserleri, her nevi sözlü veya sözsüz beste olarak tanımlanmıştır. Sözlü müzik eserleri genellikle söz ve güfteden oluşmaktadır. Güftede ayrıca bir edebi özellik varsa FSEKmadde 2/1 uyarınca ilim ve edebiyat eseri olarak korunması mümkündür. Güfte ve beste, uyumlu olması halinde aynı bestede birleşmektedir ve sahipleri farklı ise hakları ayrı ayrı korunmaktadır. Müzik sanatı alanında özgün söz ve besteler üreten eser sahipleri kimi zaman eserlerini bizzat kendileri yorumlamak isterken kimi zaman da başka kişilerin seslendirmesini tercih etmektedirler. Eser sahibi sanatçıların eserlerinin başka kişiler tarafından seslendirilmesi durumunda, eser sahibi ve yorumcu arasında çıkabilecek uyuşmazlıkları önleyebilmek adına “telif muvafakatnamesi” düzenlenmesi gündeme gelecektir. Bu yazımızda müzik eserlerinde telif muvafakatnamesi konusunu ele almak isteriz. I. Telif Muvafakatnamelerinde Bulunması Gereken Unsurlar Eser sahibi ile eseri yorumlayacak kişi arasında aşağıdaki konuların netleştirilmesi ve bu doğrultuda telif muvafakati verilmesi yerinde olacaktır: 1. Eserin kullanılmasına izin veren eser/hak sahibi ve yapımcı açıkça belirtilmelidir. Taraflar arasında “süreye ve hangi alanlarda kullanım hakkı tanınacağına ilişkin hususlara” dikkat edilmesi ise uygulamada en sık sorun yaratan unsurlar olmasından ötürü ayrıca önem arz etmektedir. II. Telif Muvafakatnamelerinde Süre ve Eserin Kullanımı Fikri haklara ilişkin devir sözleşmeleri yasal koruma süresi içinde kalmak üzere süreli olarak akdedilebilecektir. Müzik eserlerinde de eser farklı bir yorumcu tarafından seslendirilse bile eser ile eser sahibi arasında devam ettiğinden muvafakatnamede kararlaştırılan sürenin dolmasıyla eser sahibine geri dönmektedir. Sözleşme süresinin sonunda hakkın sahibine geri dönüşü kendiliğinden gerçekleşmektedir. Aynı şekilde doktrin ve Yargıtay uygulamasında kabul edildiği üzere sürenin dolmasından sonra devralanın eser veya icrayı kullanmaya devam etmesi, sona eren sözleşmeyi belirsiz süreli sözleşmeye döndürülmemektedir. Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus da eserin kullanım alanına ilişkin getirilecek sınırlamadır. İzin belgelerinde bu unsur çoğu zaman taraflar arasında net bir şekilde belirlenmemekte ve netlik kazanmamaktadır. Söz konusu eserin kullanım alanlarında sınırların saptanması ve tarafların anlaşması büyük ölçüde önem arz etmektedir. Taraflar arasında eserin hangi alanlarda seslendirilip yayınlanacağı belirlenmeli; televizyon ve radyo yayınları, dijital ortam, sosyal medya, konser ve festival etkinlikleri gibi kullanım alanları sonradan uyuşmazlık çıkmasını önlemek açısından tek tek belirtilmelidir. Eserin kullanım süresinin yorumcu bakımından sona ermesiyle dijital ortam ve sosyal medyada dinlenmelerin bakımındanmali olarak yorumcunun kazancının devam edip etmeyeceği konusu uygulamada çokça sorunla karşılaşılmasına sebebiyetvermektedir. Yorumcular, izin belgelerinde süre bitse dahi, eserin belli dinlenme, izlenme ve tıklanma sayılarına ulaşmasıyla elde edilen gelirden tarafların kararlaştırdığı oranda pay elde edebilmektedir. Oğuz Kara (kara@oguzkara.av.tr) Deniz Bayraklı
2. Kullanılmasına izin verilen eserin adı (ve olası karışıklıkları başlangıçta önlemek için ilk satırı) belirtilmelidir.
3. Eserin kullanılacağı yapımın adı belirtilmelidir.
4. Eseri aranje etmesine izin verilen aranjör, izin belgesinde belirtilmelidir.
5. Yapımda eseri icra edecek olan yorumcu adı belirtilmelidir.
6. Eserin kullanılmasına ilişkin iznin; T.C. sınırları içinde ve/veya dışında geçerli olup olmadığı, çoğaltmanın belli bir sayıile sınırlı olup olmadığı ve ne kadar süre için geçerli olduğu belirtilmelidir.
7. Kullanılmasına izin verilen eserin kullanılacağı formatlar belirtilmelidir.
Pzt – Cum | 09:00 – 18:00
+90 216 807 09 27
info@oguzkara.av.tr
© 2023 OĞUZ KARA AVUKATLIK BÜROSU (OKAB)
Web sitemizi kullanarak çerezlere izin vermektesiniz. Daha fazla bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz. Detaylı bilgi için tıklayın.